Ekmen, "Sürecin Güven Kazanması İçin Her Kesimde Kabul Gören Anlatıcılara İhtiyaç Var"
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarına ilişkin T24’ten Cansu Çamlıbel’e değerlendirmelerde bulundu.

Ekmen, toplumsal güvenin inşası, sürecin toplumsallaşması ve Selahattin Demirtaş’ın rolüne dair görüşlerini paylaştı.
"Toplumsal desteği güçlendirmek gerekiyor"
Ekmen, komisyon çalışmalarının pozitif barış açısından yetersiz kaldığını belirterek, barış sürecini iki başlıkta ele aldı: Negatif barış: Çatışma ve şiddetin sona ermesi. Pozitif barış: Şiddetin ve çatışmanın kök sebeplerinin ortadan kaldırılması, yapısal reformlar ve demokratikleşme standartlarının yükseltilmesi. Ekmen, toplumsal desteğin güçlendirilmesi ve demokratikleşmeye yönelik köklü adımların toplumun geniş kesimlerinde karşılık bulmasının sürecin başarısı açısından kritik olduğunu ifade etti. Ekmen, “Sürece yönelik büyük bir coşku yok, aksine belirgin bir güvensizlik ortamı hâkim. PKK çevreleri ‘Bizi kandıracaklar’ düşüncesinde, AK Parti tabanında ‘Bunlar silah bırakmayacak, bizi oyalıyorlar’ yönünde şüphe var. CHP’liler ise sürecin Erdoğan’ın siyasi geleceği için kullanılacağından endişeli” dedi.
"Demirtaş etkili bir anlatıcı olabilir"
Selahattin Demirtaş’ın tahliyesinin toplumsal güveni güçlendirebileceğini belirten Ekmen, “Demirtaş’ın gençliği, sanatsal üretimleri ve sistematik baskılara rağmen kendini var etmesi onu hem sembolik hem de toplumsal olarak güçlü bir figür hâline getiriyor. Tahliyesi, sürece olan güveni %30’lardan %50’nin üzerine çıkarabilir. Pozitif barışın inşası ve geçiş dönemi yasalarının kabulü için toplumun dinleyeceği anlatıcılara ihtiyaç var. Demirtaş bu potansiyele sahip” dedi. Ekmen, Öcalan ile ilgili tartışmaların sürece olan güveni azalttığını belirterek, “Silahların bırakılmasına toplumsal destek %70’in üzerinde, ancak sürecin başarısına duyulan güven %30’larda. Öcalan tartışmaları bu desteği daha da düşürüyor. Sürecin dili, toplumun geniş kesimlerini rahatsız etmeyecek bir üslubu gerektiriyor” ifadelerini kullandı.