Allah bizi çok sevdi, severek yarattı ve yeryüzüne mutlu olmamız için gönderdi. İmtihanlar verip tüm kapıların yüzümüze kapanmasına müsaade etti. Diğer kapıların bize mutluluk vermeyeceğini bilen Allah, asıl mutluluğu yaşatmak istediği için sadece kendi kapısını açık bıraktı...

Mutluluk yalnızca O'nda saklı ve bunu öğrenmemiz için eğitimden geçmemiz şartını koydu. Hayat bir eğitim merkezi; önce bir şeyler öğrenmemiz gerekli ki sınavda başarıya layık olalım. Ömür tek soruluk bir sınav, o sorunun doğru yanıtını öğrenen ve yaşayan herkes en Ahsen başarılara imzasını atması nasip buyruldu..
Allah daima bizimle birlikte, bizimde Onunla birlikte olmamızı istiyor. Sevenin sevdiğinin yanında olmasını istemesinden daha güzel ne olabilir ki. Bir dost düşünün; her sıkıntıda destek olacağına inandığımız, her derdimizi birlikte aşabileceğimize emin olduğumuz ve tüm sevinçlerimizi onunla paylaşmak istediğimiz. İşte o dostumuz Allah olmalı ki bizi en Ahsen mutluluklara ulaştırsın..
Allah'ı yâr edinin, O'nu vekil tayin edin !!
Allah'a dost olmayı dilediğimiz andan itibaren elimizden tutacak olan yâr; tüm güzellikleri bizim emrimize, mutlu olabileceğimiz her standarttı önümüze sermeye hazır. Allah’a ulaşmayı kalpten dilediğimizde hayatın bizim için rengârenk bir bahçeye dönüştüğünü, her şeye bir başka baktığımızı göreceksiniz. Huzur sokağı sakinleri Allah'a ulaşmayı canı yürekten dileyenlerdir. Sizde o sokağa girmek istiyorsanız köşeden dönmeniz gerekli köşe sizin Allah için döktüğünüz gözyaşlarınız olacak. Bu gözyaşları yürümeye yorulan ayaklarınıza daha çok kuvvet verecek..
Gerçek aşkın sahibi her şeye gücü yetendir. Ancak güç sahibinin yanında olmak bizi güçlü kılar. İmtihanlar karşısında güç sahibi olmaya hazırsanız o halde Allah'a ulaşmayı kalpten dileyin, O'na dost olmayı yürekten isteyin !!

ÖLÜM ANINDAKİ TÖVBE

 Ölüm anında yapılan kimsenin tövbesi kabul edilmiyor. Aklımızı başımıza alıp bir an önce daha yaşarken Allah’a ulaşmayı dileyerek cehenneme gitmekten kurtulalım ve hacet namazı ile mürşidimize tabi olarak önünde tövbemizi gerçekleştirelim inşallah. Ve “Ölmeden önce ölelim ….”

4/NİSÂ-18: Ve onlardan birine (kendilerine) ölüm gelinceye kadar seyyiat işleyenlerden (kötülük yapanlardan), “Gerçekten ben, şimdi tövbe ettim.” diyen birinin tövbesi, tövbe değildir. Ve kâfir olarak ölenlerin tövbesi de (tövbe değildir). İşte onlar, onlar için "elim azap" hazırladık. Yoksa firavunda ölüm anında tövbe etti ama tövbesi kabul olmad… 

10/YÛNUS-90:  Biz, İsrail oğullarını denizden geçirdik. Böylece firavun ve onun ordusu, azgınlıkla (zulümle), düşmanlıkla onları takip etti. (Sular), onu boğacak düzeye erişince, (firavun) o zaman: “İsrail oğullarının kendisine (O'na) inandığı ilâhtan başka (ilâh) olmadığına ben de iman ettim. Ve ben (de), Müslümanlardanım (teslim olanlardanım, İslâm'a girenlerdenim)” dedi.

Bu ayette Allahû Teâlâ’nın Hz. Musa ve Hz. Harun'a ne kadar yardım ettiğini görüyoruz. Kızıldeniz'e giren Hz. Musa ve arkadaşları, firavun ordularının kendilerini takip etmesi üzerine kaçtılar ve Allah'ın emri üzerine denize daldılar. Denize daldıkça dalgalar açıldı, onlar denizin dibinde karaya basarak karşı sahile ulaştılar. Firavun da ordusuyla beraber onları takip etti; ama İsrail kavmi karşıya geçince, Allah suları firavunun ordusunun üstüne kapattı. Ve denizin birleşmesi sebebiyle oluşan korkunç dalgalar, firavun ordusunu mahvetti. Suda boğuldular.
Buradaki "Müslim’in" kelimesi, her ne kadar "teslim olan" anlamına gelirse de firavunun bir anda Allahû Teâlâ’ya teslim olması tabiatıyla mümkün değildi. Ancak İslâm'ın standartlarına, İslâm dairesine girmiş oldu. Burada firavunun söylediği, Allahû Teâlâ’nın açıklaması üzerine: "Ben de Sana teslim oldum." demesi de kuvvetle muhtemeldir. İslâm'ın, Allah'a teslim olmanın; ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah'a teslim etmek olduğunu bilmeyen firavun, suda boğulmak üzereyken Allahû Teâlâ’nın görülmesi üzerine keşfi açılınca: "Ben de teslim olanlardanım" dedi. Ölüm anında, gerçekler görüleceği için, herkes böyle söyler. Ama ölüm anındaki ifadeler kabul edilmez. Kaldı ki kişi, o anda öleceği için gerekenleri yapması da mümkün olamaz.

Allah razı olsun…