Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı)

Diyabet (Şeker Hastalığı); insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu ortaya çıkan ve kan şekeri yüksekliği ile seyreden, kronik ve ilerleyen bir hastalıktır.

Gündem Yayın: 17 Şubat 2020 - Pazartesi - Güncelleme: 17.02.2020 12:56:53
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
Google News

Diyabet (Şeker Hastalığı); insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu ortaya çıkan ve kan şekeri yüksekliği ile seyreden, kronik ve ilerleyen bir hastalıktır. İnsülin, vücudumuzda pankreas tarafından salgılanır, yemeklerle alınan besinlerdeki şekerin hücre içine girerek enerji olarak kullanılabilmesi için anahtar görevi görür. İnsülinin yokluğu veya etkisizliği sonucu hücre içine giremeyen şeker kanda yükselmeye başlar. Şeker Hastalığı hem ülkemizde hem de dünyada en sık görülen metabolik bir hastalıktır. Ülkemizde erişkin nüfusun yüzde 13,7’si diyabetlidir. Bu oran tahminen de 7 milyon civarından hastaya tekabül etmektedir. Diyabetin birçok çeşidi vardır. En sık görülen ise Tip 2 ve Tip 1 diyabettir.

Tip 1 diyabet; otoimmün bir hastalıktır yani vücut, pankreasın beta hücrelerine nedeni bilinmeyen bir şekilde sanki yabancı bir dokuymuşçasına onları hedef alarak saldırır ve beta hücrelerini yok eder. Sonuç olarak vücutta insülin eksikliği ortaya çıkar ve kan şekeri yükselir. Tip1 diyabette insülin salgısı hiç yoktur veya yok denecek kadar az olduğundan tedavisinde mutlaka insülin kullanılır. Tip 1 diyabetin belirtileri hızla ortaya çıkar ve hemen insülin başlanmazsa ciddi sonuçlara yol açabilir.

Tip 2 diyabette ise vücutta insülin salgısı yetersizdir, salgı bozukluğunun yanı sıra insülin direnci vardır. Bu nedenle de tedavisinde her zaman insülin gerekmeyebilir. Bazen beslenme tedavisi ve egzersizin yanı sıra ağızdan şeker düşürücü ilaçlarla tedavi edilebilirken, ilerleyen dönemde insülin kullanılması gerekmektedir. Tip 2 diyabet en sık görülen tip olup tüm diyabetlilerin %90-95’ini oluşturur.

Gestasyonel diyabet; İlk kez gebelikte, genellikle gebeliğin ikinci ve üçüncü üç aylık döneminde ortaya çıkan ve gebelik süresince devam eden kan şekeri yüksekliğine gebelik diyabeti ya da Gestasyonel diyabet adı verilir. Hastalığın ortaya çıkışında gebeliğe bağlı insülin direnci ve genetik yatkınlık ön plandadır. Genellikle belirti vermeyen bir durumdur. O yüzden tam olarak tanı koyabilmek için tarama ya da tanı testlerine ihtiyaç duyulur. Doğumla birlikte sıklıkla düzelir, ancak sonraki gebeliklerde tekrarlar. Tip 2 Diabetes Mellitus gelişimi için çok güçlü bir risk faktörüdür.

Uluslararası Diyabet Federasyonunun tahminlerine göre 2019’te,

  • 11 yetişkinden 1’i diyabetli. (463 milyon)
  • 2 diyabetli yetişkinden 1’ine (%46,5) teşhis konulmamış yani diyabetli olduğunu bilmiyor.
  • Küresel sağlık harcamalarının %10’u, diyabete harcanıyor. (760 milyar ABD Doları)
  • 6 doğumdan 1’i gebelik diyabetinden etkileniyor.
  • Diyabet hastalarının dörtte üçü (%75) düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde yaşıyor.
  • 1110100 çocuk tip1 diyabet hastası.
  • Her 6 saniyede 1 kişi diyabet hastalığından hayatını kaybediyor. (hayatını kaybedenlerin sayısı 5 milyon)
  • Diyabete bağlı ölümlerin yarısı 65 yaş altı. Yani genç ölümlere neden olan ciddi bir hastalık.
  • Beş hastadan biri 65 yaş ve üzerinde yaklaşık 136 milyon.
  • 13 kişiden birinde Bozulmuş glukoz toleransı mevcut, tüm dünyada yaklaşık 374 milyon. Bu grup diyabet hastası olmaya aday bireyler demektir.

Uluslararası Diyabet Federasyonu tahminlerine göre 2040’da,

  • 10 yetişkinden 1’i diyabet hastası olacak.
  • Diyabet ile ilişkili hastalıkların sağlık harcamaları 802 milyon ABD Dolarını aşacak.

Şeker hastalığının en sık görülen belirtileri; çok su içmek, sık idrara çıkmak, halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, görme bulanıklığı gibi belirtilerdir. Ancak şeker hastalarının yaklaşık yarısı, şeker hastası olduğunun farkına varmadan yaşamaktadırlar. Yani çok büyük bir belirti hmemektedirler. Dolayısıyla şeker hastalığı açısından riskli kişilerin hiçbir belirti hmeseler bile düzenli olarak şeker ölçümü yaptırmaları önerilir.

Diyabetin tanısı koymak çok kolaydır, Açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, HbA1c ve bazende şeker yükleme testi yapılarak tanı konulur. Şeker hastalığı riski taşıyan hastalara açlık kan şekeri bakılarak erken tanı konulabilir.

Diyabet, yaşam boyu süren, dikkatli kontrol gerektiren kronik bir hastalıktır. Gerektiği gibi kontrol edilmezse, kardiyovasküler hastalık, (kalp damar hastalıkları), böbrek yetmezliği, körlük, sinir hasarı ve diyabetik ayak gibi çeşitli sorunlara yol  açabilir.

Bugün diyabeti, tamamen iyileştirici bir tedavi yoktur. Ancak, etkin tedavi vardır. Eğer, uygun ilaçlar, kaliteli bakım ve iyi tıbbi beslenme uygulanırsa diyabete bağlı akut ve kronik komplikasyonların gelişimi engellenebilir. Hastalar; uygun bir tedavi ile aktif ve sağlıklı bir hayat sürebilir. Tip 2 diyabette uygun hastalarda cerrahi tedavi düşünülebilir. Önemli olan kan şekerinin iyi kontrol edilmesidir. İyi diyabet kontrolü, mümkün olduğunca normale yakın kan şekeri seviyelerini muhafaza etmek demektir.

                                                                                                                                            Prof. Dr. Yusuf ÖZKAN

                                                                                                                                            İç Hastalıkları

                                                                                                                                            Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.